21 Mart 2013 Perşembe

AŞK yeniden... TUM sarkilar sana M


Aşk yeniden
Akdenizin tuzu gibi
Aşk yeniden
Rüzgarlı bir akşam vakti
Aşk yeniden
Karanlıkta bir gül açarken

Aşk yeniden
Ürperen sahiller gibi
Aşk yeniden
Kumsalların deliliği
Aşk yeniden
Bir masal gibi gülümserken

Gözlerim doluyor
Aşkımın şiddetinden
Ağlamak istiyorum
Yıldızlar tutuşurken
Gecelerin şehvetinden
Kendimden taşıyorum 

Aşk yeniden
Akdenizin tuzu gibi
Aşk yeniden
Rüzgarlı bir akşam vakti
Aşk yeniden
Karanlıkta bir gül açarken

Aşk yeniden
Bitti artık bu son derken
Aşk yeniden
Aynı sularda yüzerken
Aşk yeniden
Rüya gibi bir yaz geçerken

Gözlerim doluyor
Aşkımın şiddetinden
Ağlamak istiyorum
Yıldızlar tutuşurken
Gecelerin şehvetinden
Kendimden taşıyorum

Aşk yeniden
Unutulmuş yemin gibi
Aşk yeniden
Hem tanıdık hem yepyeni
Aşk yeniden
Kendini yarattı kendinden

10 Mart 2013 Pazar

Dünün Önemi, giden hediyeler



BEN SANA MECBURUM

Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum

Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur?
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun

Sevmek kimi zaman rezilce korkudur
İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Birkaç hayat çıkarır yaşamasından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu

Fatihte yoksul bir gramafon çalıyor
Eski zamanlardan bir Cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
Ben sana mecburum sen yoksun

Belki Haziranda mavi benekli çocuksun
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun
Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
Belki körsün kırılmışsın telâş içindesin
Kötü rüzgâr saçlarını götürüyor

Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Bu kurtlar sofrasında belki zor
Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Sus deyip adınla başlıyorum
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır başka türlü olmayacak
Ben sana mecburum bilemezsin.. 

Atilla İlhan 

Lolita Lempicka Parfümüm ♥♥♥♥♥♥♥♥



Lolita Lempicka for Women (Feminine)  100ml Parfüm'ü sonunda aldım...

Yok böyle bir koku... Nasıl beni benden alıyor... Nasıl güzel kokuyor..

Şişesi ayrı güzel.. Kendi ayrı...♥


Ürün özellikleri:

Müge, gül ağacı ve çiçek özlerinin ferahlığını taşıyan Lolita Lempicka Eau de Parfum, ferahlık, canlılık, duygusallık, parıltı ve şehveti yansıtıyor
Lolita Lempicka, belki de yaratılmış tüm parfümlerin en romantiği. Kadına ait tüm tutkuları simgeleyen parfüm, vanilya ile çevrelenmiş oryantal bir kokuya sahip.

 


İkinci Önemli Çiçek Buketim


Oje Koleksiyonuma Yeni Katılan 3lü

Hepsinden memnunum...
♥♥♥♥♥♥♥

Bir Melekten Hediyeler


Bitirip yeniden aldıklarım


Fazla söze gerek yok sanırım..
Vichy, Hassas Ciltler İçin Göz Çevresi Temizleyici her zaman tercihim... Çok memnunum, yağlı değil, beyaz nokta oluşumu yapmıyor...
The Body Shop Atlas Mountain Rose parfümüm de vazgeçilmezim...
Maybelline rimelim de olmazsa olmazım, ancak melek kanatlısını yeni deneyeceğim.. Nasıl bilmiyorum, ama iyidir diye tahmin ediyorum..

Tubble Gum

Yeni ürünler denemeyi her zaman çok seviyorum... Bu sakızı da deneme fırsatım oldu..
Çok eğlenceli.. Tadı şekerli, tüpten sıkıp ısırıp çiğnemek çooooooook güzel (*◡*)




DKNY Rose Gold Kol Saatim

Saat&saat'ten nerdeyse 2 ay önce aldım saatişkomu... Yazmayı hep erteledim..
Rose gold hayranı olan ben, saatimi çok seviyorum.. Hem hafif hem değişik geliyor bana...
Ama parfüm, krem vb. gibi ürünleri değdirmemeye dikkat ediyorum, kordon rengine birşey olmasın diye..
Kıymetlimisss....


NY8554 Bayan kol saati

Cinsiyet:   Bayan
Kasa Şekli:   Yuvarlak
Kasa Renk:   Rose Gold
Kronometre:   Yok
Takvim:   Yok
Su Geçirmezlik:   5 ATM
Kadran Renk:   Rose Gold
Kadran Taşı:   Yok
Kasa Taşı:   Yok
Makina Özellik:   Analog
Kayış / Kordon:   Metal
Kayış Renk:   Rose Gold
Cam Özellik:   Mineral
Alarm:   Yok
Kasa Kalınlığı:   7.5 mm
Kasa Çapı:   28 mm


Yeni Kaktüsüm

Ben seçtim, annem dikti...

8 Mart 2013 Cuma

Çiçek buketi

Bu çiçekler anlam dolu... Neden mi.. Getirenden dolayı..Gelenden dolayı.




BEN SENDEN ÖNCE ÖLMEK İSTERİM - NAZIM HİKMET
 Ben senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
İyisi mi,beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun
ki içinde beni görebilesin
Fedakarlığımı anlıyorsun
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
Ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.
Sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin.
Ve orada beraber yaşarız
külümün içinde külün
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar...
Ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek.
Toprağa beraber dalacağız.
Ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak :
biri sen
biri de ben.
Ben
daha ölümü düşünmüyorum.
Ben daha bir çocuk doğuracağım
Hayat taşıyor içimden.
Kaynıyor kanım.
Yaşayacağım, ama ,çok, pek çok,
ama sen de beraber.
Ama ölüm de korkutmuyor beni.
Yalnız pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze şeklini.
Ben ölünceye kadar da
Bu düzelir herhalde.
Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bugünlerde?
İçimden bir şey :
belki diyor.


Bugün bizim günümüz...


25 Şubat 2013 Pazartesi

Dağlarda Kar Olsaydım

 
Dağlarda Kar Olsaydım
Şu dağlarda kar olsaydım
Bir asi rüzgar olsaydım
Arar bulur muydun beni
Sahipsiz mezar olsaydım

Şu yangında har olsaydım
Ağlatıp bizar olsaydım
Belki yaslanırdın bana
Mahpusta duvar olsaydım

Şu bozkırda han olsaydım
Yıkık perişan olsaydım
Yine sever miydin beni
Simsiyah duman olsaydım

Şu yarada kan olsaydım
Dökülüp ziyan olsaydım
Bu dünyada yerim yokmuş
Keşke bir yalan olsaydım
 
Yusuf Hayaloğlu

23 Şubat 2013 Cumartesi

16.02.2013 tarihinin önemi... Bir Aşk Hikayesi

Esas oğlan, esas kızı Eleos'ta yemeğe davet eder...
Esas kız, o yemek davetinin sıradan bir davet olduğunu düşünerek düşer peşine esas oğlanın...
O yemekte, öyle bir sürpriz yaşamıştır ki...
Esas oğlan, esas kızın en çok istediği ama asla yaşayamadığı bir süpriz hazırlamıştır...
O süpriz bile esas kıza yeterken, bir anda bir yüzük ortaya çıkıvermiştir...
Esas oğlan ağlar, esas kız ağlar.... mutluluk gözlarıdır bunlar...
Başından beri 2 kalpte de aynı dua  Allah ayırmasın....
Bizimkisi bir aşk hikayesi
Siyah beyaz film gibi biraz.....



Manzara ve mekanın  enfesliği... Beyaz ve mavinin uyumu... Yunan müzikleri eşliğinde...Rüya bir gün... Nasıl tarif edilebilir ki...
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce

Balık kokoreç ilk defa yedim ve çok beğendim...

 Çupra da çook güzeldi...
 Tatlılar ikramdı ve enfesti..
Bir adet kırmızı gül...
Kayahan - Bir Aşk Hikayesi
Bizimkisi bir aşk hikayesi
Siyah beyaz film gibi biraz
Gözyaşı umut ve ihtiras
Bizimkisi alev gibi biraz

Bizimkisi bir aşk hikayesi
Siyah beyaz film gibi biraz
Ateşle su dikenle gül gibi
Bizimkisi roman gibi biraz

Bu güller senin için
Bu gönül ikimizin
Hiç üzülme ağlama
Sen gülümse daima

Bizimkisi bir aşk hikayesi
Siyah beyaz film gibi biraz
Hüzünlü sonbahar kapısından
Çıkmak gibi aydınlığa biraz

15 Şubat 2013 Cuma

Kalbi gördüğün an ♥

Bazı anlar vardır hayatta... Çok ender yaşanır...  O anda kalmak istersin, dünya dönsün dursun ama sen o anda kal 
Öyle bir andır ki o herşeye bedeldir, 
Öyle bir andır ki sende yaşattığı duygu ile ölmek istersin
Dünya dönsün durdun, sen o anda yaşa o anla öl... 
O an ol...
O an hiç bitmesin..
Zaman kavramını yitirmiştir zaten o an yaşandıktan sonra
Her zaman yürekte ölene dek kalacaktır o an...
Her akla geldiğinde, her gözün daldığında, her kendinle başbaşa kaldığında, o anı yeniden yaşayacaksındır...
O kalbi bulduğun, o kalbi duyduğun, o kalbi görmüş olduğun andan başka bir an değildir bu...

 
TAHİR'LE ZÜHRE MESELESİ

Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil,
bütün iş Tahir'le Zühre olabilmekte
yani yürekte.

Mesela bir barikatta dövüşerek
mesela kuzey kutbunu keşfe giderken
mesela denerken damarlarında bir serumu
ölmek ayıp olur mu?

Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.

Seversin dünyayı doludizgin
ama o bunun farkında değildir
ayrılmak istemezsin dünyadan
ama o senden ayrılacak
yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanın da seni sevmesi şart mı?
Yani Tahir'i Zühre sevmeseydi artık
yahut hiç sevmeseydi
Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?

Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil
Nazım Hikmet