Mevlana ile ilgili kitapların çoğunu severim. Yüksek beklentiler içinde aldım kitabı.
Veee çok beğendim. Olaylar Tebrizli Şems'in gözünden anlatılmış. Okurken gözlerim doldu bir an...
Kitaptan Alıntı
"Kör kuyulara atılmasaydım, bütün karanlığına rağmen nasıl görecektim güneşi... Şems olmak kolay mıydı canı canana teslim etmeden?"
Tanıtım Bülteninden
Yedinci ve en tesirli bıçak darbesi ensesine
gelir, boynu sağa doğru bükülmüştür. Dervişler yere kapanmasını bekleye
dursun, Şems Hz. Peygamberin şu hadisini
sesi boğuk mırıldanır:
“Allah’a kavuşmayı isteyeni Allah da sever”
Dervişlerden birisi sırtına tekmeyi vurur. Yüzüstü taş zemine kapanır,
dudağı patlamış, dişleri zemine dökülmüştür Siyah feracesi kanlar içinde
bordoya dönmüştür. Saçlarından tutarak kafasını kaldıran dervişin
niyeti Şems'in başını gövdesinden ayırmaktır.
Baş derviş engeller. "Bırakın son nefesini
versin. Sonra da en yakın bir kuyuya atın. Kıyafetine sarp atın. Avluyu
yıkayın. Sabah ile yola çıkarız."
Şems hala son nefesini
vermemiştir.
Sille taşının üzerindeki başını hafifçe göğe kaldırır ve:
“Allah ne güzel sevgilidir. Rabbim sana aşığım. Ve bu canı sana hediye
ediyorum.”
Mevlana
içeri girer, mendili koklar eli titreyerek açar. İçinden san kağıda
yazılmış bir not çıkar:
“Yemin ederim ki ölümümün gözlerinin önünde olmasını isterdim. Gör ki
aşk için ölmek ne demekmiş.”
Mevlana
olduğu yere düşüp bayılmıştır.
Geceden sonra doğan ve kalplerin çöllerini cennetlere
çeviren bir gözyaşı bu.
Çoraklaşmış ve çöle dönmüş kalpler; açın sadrınızı!
Aşkın gözyaşları, serin serin, sağanak sağanak, üzerimize damlıyor;
bakın gökyüzüne, nasılda aşk yağıyor.. SİTE: