8 Ağustos 2012 Çarşamba

İncarceron

İlk kitap yorumum İncarceron olsun istedim :) 
Çook ilginç bir konusu var... Fantastik romanları severim. Hızla okuyup yalayıp yuttum... Devamı olan "Sapphique" de hemen alıp okudum...
Ne yapacağı belli olmayan, tutsaklarını sürekli izleyen, tutsaklarıyla alay eden canlı bir hapishane... Keyif alarak okudum. Kitabın bitmesine üzüldüm ama çok lezzettli bir yemek yemiş gibi, yeni bir manzara keşfetmiş gibi bir his bıraktı bende :):)

Bu arada kitapta geçen cilt çubuklarından ben de istiyorum...

Kitaptan Alıntılar
"Tehlikeli bir deney olacak ve öngörmediğimiz riskler olabilir. Ama İncarceron son derece karmaşık ve zeki bir sistem olacak. Mahkumlarına ondan daha iyi ve şefkatli davranan bir gardiyan olamaz."

"Sen babamsın, İncarceron. Çektiğin  acılardan doğdum. Çelikten kemikler; devreler ise damarlar. Kalbim demirden bir mezar."

Tanıtım Bülteninden
Bu Hapishane Canlı...

Bir hapishane hayal edin: Öyle büyük ki içinde hücreler ve koridorlar, ormanlar, şehirler ve denizler var.

Bir mahkûm hayal edin: Belleği yok, Dışarı’dan geldiğine emin, oysa Hapishane yüzyıllardır kapalı ve şimdiye kadar oradan kaçabilen yalnızca tek bir kişi var.

Bir kız hayal edin: Bir malikânede, zamanın yasaklandığı bir toplumda yaşıyor; bilgisayarlarla yönetilen bir 17. yüzyıl dünyasına kapatılmış, istemediği bir evliliğe mahkûm, hem korktuğu hem de gerçekleşmesini arzuladığı bir suikast komplosuna karışmış.

Biri içeride, diğeri dışarıda… Ama ikisi de tutsak.

Incarceron’u hayal edin.

Hem ürkütücü hem çok çekici ve bağımlılık yaratacak yeni bir serinin başlangıcı.

“Dikkat çekici bir fütürist roman, nefes kesici bir tempo, zekice kurgulanmış
bir olay örgüsü ve her iki mekânın tasarımında harika detaylar... Zamanlaması mükemmel, şaşırtıcı olaylar ve muhteşem bir son. Kesinlikle okunmalı.” -The Booklist